NEFRET VE AYRIMCILIK ARTIK SUÇ Demokrasi paketinde en fazla - TopicsExpress



          

NEFRET VE AYRIMCILIK ARTIK SUÇ Demokrasi paketinde en fazla beğendiğim karar nefret ve ayrımcılığın artık suç haline gelmesi oldu. 1982’de kabul edilen Kanada anayasasında yer alan temel özgürlükler, dünyanın en özgür demokrasi paketidir. İnsan Hakları Bölümü’nde yer alan temel insani haklara karşı işlenen suçlar içinde nefret ve ayrımcılık ayrıca ele alınır. Bu iki suç konusunda çok ciddi yaptırımlar kanunlarla desteklenmiş, sözde kalmamıştır. Bir Kanadalıya, ırkçılık, nefret veya ayrımcılık suçu işliyorsun derseniz ödü kopar. Şikayet ederseniz davası çok ciddi görülür, Kanada başbakanı bile olsa yargıda hesap verir ve mutlaka ceza alır. Devlet memuru ise işten atılır ve bu suçu işleyen biri olarak ömür boyu, hayalet gibi yaptığı vahim hata onu takip eder. Dolayısıyla bu suçları işlemeye kimse cesaret edemez. Pek çok Kanadalıyı bu iki sihirli kelime ile titrettiğimi ve kendilerine getirdiğimi hatırlıyorum. Avrupa’da artan ırkçılık, nefret ve ayrımcılık suçları o halde neden ve nasıl oluyor dediğinizi duyar gibiyim. Suça maruz kalanın duyarsızlığından oluyor. Kanun karşısında hakkını arasa suçu işleyenler veya işlemeyi aklına getirenler titrer. Bu bilinçin yerleşmesi elbette zaman alacak ama yerleşmesi imkansız değildir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın attığı cesur adımı alkışlıyorum. Anadilde eğitimde Kanada’da yıllardır sadece özel sektör tarafından değil devlet tarafından da desteklenir. 20 öğrenci bulursan, bu sınıfa devlet okulunda öğretmen atamak ve maaşını vermek devletin görevidir. Henüz bu noktaya gelmedik ama iyi bir başlangıç yapıldı. Bu alanda ideali bulmuş, Norveç, İsveç ve Kanada’yı 31 yıl geriden takip ediyoruz ama olsun, niyet önemlidir. Aleviler, Cem Evleri ve Ruhban Okulu konusunda da adım bekliyordum, anlaşılan bir sonraki pakete kaldı. Atılan bu dev adımı çok önemsiyorum. İlk defa Batı’nın baskısı olmadan iç dinamiklerimizle, insani yaşam kalitemizi artırıyoruz. Hatırlayın, uzanın şöyle yakın geçmişe… Nefret ve ayrımcılık suçları medyamız tarafından normalmiş gibi işlenirdi. Şu başlıkları hatırlıyor musunuz? “Kovun bunları”, “Ermeni’ye bak!”, “Hrant kaşıyor”, “ Kaosa 411 El kalktı”… “İmam keçi çaldı!”, “Gülen Gizli Kardinal” veya “Gülen ABD ajanı”… Bunlar iftiradanda öte nefret ve ayrımcılık suçlarıydı… Dink’i nefret ve ayrımclık suçu içeren manşetlerle daha önce öldürmüşlerdi. Ahmet Kaya’yı öldüren manşeti kimin attığını hatırlayın. Veya Dink’in idam fermanını imzalayan yukarıdaki nefret manşetlerini kimler atmıştı veya attırmıştı? Bu cümleler Hrant Dink’e ve Gülen Hocadefendi’ye yöneltilmiş karalama ve hedef gösterme kampanyasında görev alan gazetelerin manşetlerinden birkaç örnek size. Medyanın ne denli etkili olduğunu anlamak için ise, Hrant Dink’in katili olarak yargılanan Ogün Samast’ın ifadesine bakmak yeterli. “Neden öldürdün?” sorusuna gazetelerden Hrant’ın vatan haini olduğunu öğrendiğini söylemişti. Ona hain olduğunu söyleyen medya idi ve nefret suçu işlemişti. Yaptığı yanına kar kalmıştı. Medya yalnızca Hrant Dink’i hedef göstermiyordu. Kürtler, azınlıklar, gayrimüslimler ve “biz”den olmayan herkes namlunun ucunda demek istiyordu. Bundan sonra medya bu suçu serbestce işleyen muhabir ve yazarlarını kontrol etmek zorunda veya en azından bir uzman çalıştırmalı ki suç işlemesinler… Türkiye’nin son yıllarda sıklıkla tanık olduğu linç girişimlerinin ardındaki düşmanlığın beslenmesinde medyanın rolü büyük. Gerek nefret söylemi içeren ve hedef gösteren açıklamaları haberleştirme biçimiyle, gerek köşe yazarları ve yorumcuları aracılığıyla önyargıları körükleyerek toplumsal ayrışma ve düşmanlığı ateşlediler. Karanlık bir devri kapatan bu paketin getirdiklerini TCK’nunda yapılacak değişiklikler izleyecektir, izlemelidir. İkide bir cemaat düşmanlığı yaparak nefret ve ayrımcılık suçu işleyen provakatör kalemler yandı! Yalan yanlış yaftalama ve iftiralarla insanları küçük düşürenler cezasız kalmayacak. Sosyal medyada gıybet yapanlar çoğu zaman nefret ve ayrımcılık suçu işlediğinin farkında değil. Böyle bir konsept kafalarında yok… Sadece medya mı suçlu? Ya devletin, siyasetçilerin ırkçı, nefret kokan dili! Buram buram ayrımcılık üreten uygulamalar halen bilinç altında bir karabasan gibi yaşıyor.. Başörtüsü yasağı bunlardan sadece biriydi. Nefret, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele sadece medyada yapılmıyor. İnsan haklarına saygının güçlendirilmesine katkı sağlamak amacıyla bundan sonra ırk ya da etnik köken, din veya inanç nedeniyle ayrımcılığa karşı devlet kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin dilini de izleyeceğiz. Toplumdaki azınlıklara ve farklı kimliklere saygının güçlendirmek için yaygın olarak ulusal ve yerel medyada gözlemlenen etnik ve dini gruplara yönelik nefret söylemiyle mücadele edecek sivil yapılanmalar kurulacaktır. Bu suçlar en fazla psikolojik savaş yürütenleri deşifre edecektir. Ülkemizde Ermeniler ve Kürtlerden sonra nefret söyleminin hedef aldığı dini ve etnik gruplar Rumlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerdir. En fazlada tarikat ve cemaat liderlerine, hoca ve imamlara karşı bu suç hergün işlenmektedir. Ayrıca Araplar, Sırplar, Romanlar, Süryaniler, Afrikalılar da bu suçlara son yıllarda eklenmiş, yelpaze daha da genişlemiştir. İnsan hakları savunucuları, siyasetçiler, akademisyenler, hukukçular, gazeteciler, yazarlar, konuşmacılar, bundan sonra daha dikkatli olacaklar ve vatandaşlarımızın nefret ve ayrımcılık suçları ile mağdurlar haline gelmesine engel olacaklardır. Olmazlarsa hesap vereceklerdir. Başta Avrupa, Kanada, Avusturalya ve Amerika başta olmak üzere dünya çapında giderek yaygınlaşan bir sorun olan nefret ve ayrımcılık suçları nihayet ülkemizde de suç kapsamına alınmasından dolayı çok sevinçliyim. Hem Türkiye’de hem uluslararası boyutta nefret suçları ve nefret diliyle mücadele etmek için hep birlikte, farklı alanlarda çalışmalarla, işbirliği ve iletişim içinde, güçlerimizi, deneyimlerimizi birleştirerek mücadele etmedikçe kalıcı bir çözüme ulaşmak mümkün değildir. Bir sosyolog, sosyal hizmetler uzmanı, gazeteci, yazar ve psikoterapist olarak 30 Eylül 2013′ü not defterime tarihi bir gün olarak yazıyorum. Takipte olacağım efendim… F. Arslan
Posted on: Thu, 03 Oct 2013 14:38:52 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015