RUHUN GENETİĞİ Ruhunun Genetiğiyle oynanmış çocuklar ,kim - TopicsExpress



          

RUHUN GENETİĞİ Ruhunun Genetiğiyle oynanmış çocuklar ,kim bunlar? Filozofmu ? akıl oyuncusumu ? Yoksa ruhunun yaşamasını sağlayan O, saf oksijeni kirleten, binlerce yıldır süregelen bir alışkanlığın son halkasında ki dumancı mıdır? Bong’un içinden, ruhunu ciğerlerine birkaç saniyede çeken ve ruhunu atmosfere geri dönmemecesine salıveren şizoist midir?Galiba ‘’Bong’un içindeki Cin’e teslim olmuş, ruhunun beyniyle olan savaşını kaybetmiş, nostaljiyi sadece elindeki bir izde veya kolundaki mitolojik bir döğmede arayan, hayatını, hatta dününü hatırlamayan bilgi ve kültür yoksulluğunu dış görünüşünü tedavi etmekle kapatacağını sanan zavallılar.. Zamanı geri çeviremezsiniz ama rehabilite edebilirsiniz. Belki binyıl önce ruhunun ve bedeninin açlığını tedavi etme arayışındaki bir Mohikan tarafından tesadüf eseri bulunmuş bu lanet nesne aynı zamanda Mohikanların da sonunu getirmiş ve daha medeni olduğunu sanan Dünyanın diğer yarısındaki insanlığında keyif seyri tarihi başlamıştır. Mohikanları yok eden medeni Dünyanın diğer yarısından, Mohikanların ‘’ ölüm vuruş’’ lu son intikamıdır. Toplum tarafından kötü olarak kabul edilen alışkanlıkları ortadan kaldırmak ‘’Fahişeye Ahlak giydirmek’’ kadar zordur. Toplumun sıkı kurallarından sıkılan insanlar kapalı kapılar arkasında ikiyüzlü hayatlar yaşar ve bu nedenle kötü alışkanlıklar kapalı kapılar ardına çok çıkmaz , öğrenildiğinde ise müthiş bir inkar başlar. Biz bizden olmayanı, bizim gibi düşünmeyeni sevmeyiz ; yadırgarız, kınarız, ayıplarız, yeri gelir aşağılarız. Oysa bir yanımız bilir ; hiç birimiz aynı kalıbın içine dökülmedik, şekillerimiz birbirlerine benzemediği gibi ruhlarımız da birbirlerinden farklıdır. Kötü olanı, yasak olanı ruhundan uzak tutmayı bilenlerimiz hayatta ve dimdik ayaktadır, ruhunu alışkanlıklarına teslim edenler sonunda kahverengi yamalı duvarlar, tuvalet kapıları, tükürük hokkaları son baktıkları ve hatırladıkları görüntüler olacaktır. İnsanoğlunun, şehirlerin ürpertici sürrealist gecelerinde, unutulmuş yüzler, saçılan paralar, savrulup atılan yiyecekler, içkiler, cigaralar ve dehşet içinde tir tir titreyen bir hayaletten farkı kalmamış insanlar.., sabah kalktığında bir cesettir artık ve ardından bir daha asla der ruhunun derinliklerindeki o insani ilahi ses .., ama aynı günün akşamı ne sesin nede duyguların önemi vardır, aralıksız devam eder alışkanlıkların en kötüsü ruhunu kemirmesi bir yana bedeni de kemirmeye başlamıştır kuzgunun asırlık çınarı kemirdiği gibi.. Sonunda beyin muhakeme yeteneğini kaybetmiştir, gözlerde Usta bir Pandomimci’nin taş gibi soğuk ve anlamsız bakışı vardır , o korkunç son gelmiş o kutsal ruh bedenden ayrılmak üzeredir , bir bağımlı için yakışıklı bir ölüm ama...İlahi gücün emanetine saygısızca bir terk ediştir ruhun bedenden bu şekilde ayrılması. Hiçbir şeyin önemi yoktur artık geldiği yere geri gitmiştir utanarak,sıkılarak, kaçacak yer yoktur sadece bir gerçek vardır, O İlahi güç tarafından genetiğine kodlanmış insani sorumluluğunu hatırlatan sesi neden dinlemediğindir. 21 Mayıs 2007 Mustafa AYGEN
Posted on: Mon, 23 Sep 2013 19:06:54 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015